Biten menfaat, samimiyeti de yanında harcar..
Yeni bir yıldan herkese merhaba..
Bir yılı daha acılarımızla, sevinçlerimizle geride
bıraktık. Yeni bir yıla merhaba dedik. Dilekler tutuldu, yeni başlangıçlara ilk
adımlar atıldı. Bence, her yeni gün yeni bir başlangıçtır ve değişen sadece
rakamlardır.
Aslında bu yazımın konusu, “yeni başlangıçlar ya da “yeni
umutlar” dı. “Yeni umutlar” üzerine kalem oynatmayı hayal ederken, geçen gün
bir arkadaşımın sergilediği davranışı karşısında kurgu birdenbire “menfaat” e
dönüştü. Onun bu davranışına hiçbir tepki vermedim ve sadece sustum! Hani
derler ya; “Bazen susmak en güzel cevaptır”. Ben de öyle yaptım.
Karşılıksız sevgileri ve dostlukları bu yazımın
dışında tutarak konuya devam etmeye karar verdim.
Evet. Menfaat! Nedir menfaat?
Menfaat, en basit tanımı ile kişinin kendi çıkarları
doğrultusunda bir başkasından yarar ve fayda sağlamasıdır. Bana sorarsanız, insanları
birleştiren de, ayıran da menfaattir.
Bir yalancı atasözü der ki; “sen benim için değerlisin,
üzülmeni istemem”. Size de tanıdık geldi mi bu söz? Hepimize buna
benzer cümleler söylenmiştir hiç şüphesiz. Sözler söylenmiş ama sadece sözde
kalmış, vaatler verilmiş ama sadece hayal kırıklıkları yanımıza kalmıştır.
Neden mi? Çünkü insanoğlu gerçekten hızlı üretici ve tüketicidir. Samimiyetin
başlama süreci, menfaatin yüceliğine bağlıdır. Menfaat bitince, her yemek
sonrası olması gereken temizliğin yerini yediği kaba pisletmesi alır olmuş.
Bunu da tatlılaştırabilmek için, ‘çok muhabbet, tez ayrılık getirir’ demişler.
Külliyen yalan! Biten menfaat, samimiyeti de yanında harcar.
İnsanlar, bir şey beklemedikleri kimseleri pek
tanımazlar. Sizinle işleri bitene kadar iyi geçinirler. Hatta, onlardan iyisi
yoktur. Çünkü menfaat her kılığa girer ve her dili konuşur. Fakat, böyle
kimseler bilmezler ki bir de ‘su meselesi’nin olduğunu. Yine bu noktada aklıma
güzel bir eflatun sözü gelir. “Sular yükselince, balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer”. Kimse bugünkü
üstünlüğüne, gücüne ve de mevkisine güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine
‘suyun akışı’ karar verir.
Tekrardan konumuza geri dönelim. Menfaatçi kimseler her
kılığa girebildikleri için, onları tanımanız zaman alabilir. Öyle bir an gelir
ki böyle kimseler size gerçek yüzlerini gösterirler. İlk başta kabul edemez ve
nasıl olur dersiniz. Ama maalesef gerçekle karşı karşıya kalırsınız. Yapmanız
gereken tek bir şey vardır. O da; Menfaatçi gördüğünüz hiç kimseye pirim
vermeyin, yol verin gitsin.
“Ben, bu dağa baktığım da, dağın arkasında ne
olduğunu görürüm” der hep Babam. Sanırım her geçen gün ne demek
istediğini daha iyi anlıyorum..
Son bir söz: Hiç bir zaman menfaat beklentilerinizi
sevgi ile karıştırmayın..
Yüreği temiz olan insanların, tüm yaşantısının
güzelliklerle dolu olması dileğimle..
Sevgilerimle,
Atiye Bıçak..
0 yorum: