Üç Maymunu Oynamak...

08:56 Unknown 0 Comments


Ne yazık ki; Manevi değerlerin dalından kopartılıp, gündelik hayatın derin sularına atıldığı bir çağda yaşıyoruz..

Bu durumu özetleyen en güzel örnek olarak aklıma; “Üç Maymun” sembolleri geliyor..

Elleriyle gözlerini, kullaklarını ve ağızını kapatan maymun figürlerini bilmeyenimiz yoktur. Hatta WhatsApp sohbetlerinde sık kullanılan semboller arasında yerini almaktadır. Bu üç maymun, görmezden gelmenin, kayıtsızlığın ve de sorumluluktan kaçmanın sembolü olarak bilinir. “Üç maymunu oynamak” diye bir tanım vardır. Ve kişinin olaylara karışmak istememesi anlamında kullanılıyor. Ne yazık ki insanoğlu, başını derde sokmamak için gerçeklere sırtını dönüp, kurnaz bir tilki gibi aradan sıyrılmayı tercih etmektedir..

Son zamanlarda, etrafıma baktıkça; görmedim, duymadım, bilmiyorum düşüncesini benimseyen, insanlığını kaybeden ve yardımlaşmadan uzaklaşan bir kitle görüyorum. Sonra da şu soru takılıyor düşünceme; ‘Gelecek korkusu?’ Her geçen gün bizi kendi benliğine hapseden teknoloji sayesinde, toplum olarak içler acısı bir durumdayız. Ve ne yazık ki, insani ilişkiler kaybolbuş durumda. Elektrik ortamların içerisine özendirilerek hapsediliyoruz. Yere düşen birine yardım etmek yerine cep telefonlarının kameralarına saldırıyoruz. Daha da kötü olan ise, günümüzün komşuluğu, bir merhabadan öteye geçmiyor. Burada anneannemin sözleri kulaklarımı çınlatıyor; ‘Eskiden komşuluk böyle miydi?’. İşte bu durum, üç maymunu tetikliyor ve insanlar duyarsız hale geliyor..

Oysa, üç maymunun simgelediği değerler, tüm bunlardan çok daha farklıdır. Bu konuda edinmiş olduğum bilgiyi sizlere de aktarmak istiyorum..

“Üç maymunun kökenleri, eski Japon Köshin folk geleneklerine dayanır. Üç maymun, on yedinci yüzyılda Japonya’da, ülkedeki iç savaşı bitiren komutan Tokugawa’nın anısına 1636 yılında yapılan anıtın önünde ağaçtan oyulmuş şeklinde yapılmıştır. Kutsal anıtlara bekçilik olsun diye konulmuş oldukları düşünülmektedir. Görmeyen, duymayan, konuşmayan maymunlar ilk defa Japonya’da ortaya çıksalar da, felsefenin ilk Hindistan’da ortaya çıktığı ve Çinli rahipler ile Çin’e, oradan Japonya’ya geçtiği düşünülmektedir. Hindistan’daki kanı ise, görmezsek, işitmezsek ve konuşmazsak şeytan bize karışmaz demektir.”

Japonca isimleri; Mizaru, Kikazaru ve İwazaru olan üç maymun, bilge maymunlarmış. Ve Japonya’da sırasıyla (şeytanı) görmemek, işitmemek ve konuşmamak anlamına geliyormuş.

Biri görmez,
Biri duymaz,
Biri bilmez...

Bu üç maymuna, bazen bir başka bilge maymun olan, Shizaru da eklenir. Kollarını kavuşturan Shizaru ise, bir şey yapmamayı temsil eder. Elleriyle gözlerini, kulaklarını, ağzını kapamalarının ve kollarını kavuşturmalarının anlamı;

‘Gerçeği görüp, görmezden gelmek’,
‘Gerçeği duyup, duymazdan gelmek’,
‘Gerçeği bilip, bilmezden gelmek’,
‘Ve hiçbir şey yapmamak’ mış...

Üç Maymun’un hikayesine gelince;

“Çok eski zamanlarda bir dağın bir yamacında iyi ve akıllı bir maymun kral, diğer yamacında da şeytan yaşarmış. Kralın çok yaşlı ama çok da akıllı üç danışman maymunu varmış. İnançlarına göre öbür yamaçta yaşayan şeytanı gören ve sesini duyanlar sonsuza kadar lanetlenip taş kesilir, maymun krallığı da felakete uğrarmış.

Bu üç danışman maymun bir gün kralları için tepede nadide çiçekler ararlarken çalıların arasında bir hışırtı duymuşlar. Merakla çalıları aralayıp baktıklarında şeytanla yüz yüze gelmişler. Şeytan, çirkin sesiyle çığlıklar atmaya başlamış. Maymunlardan birincisi, görmemek için gözlerini kapamış ama şeytanın sesini duymuş. İkincisi, kulaklarını kapamış ama o da şeytanı görmüş. Üçüncüsü ise, hiçbir şey yapamamış, şeytanı hem görmüş hem de sesini işitmiş ve bu ölümcül sırdan kimseye bahsetmemek için hemen ağzını kapamış.

Kalplerinin taşlanacağını bilerek ormanda dalları yere değen bir söğüt ağacının altına gizlenmişler. Orada korkudan titreyerek saatlerce hareketsiz kalmışlar. Gece yarısı bu sırrı kimseye söylemeyeceklerine, krallarını ve halklarını tehlikeye atmamak için ellerini kapattıkları yerlerden çekmeyeceklerine dair birbirlerine söz vermişler. O günden sonra insanlar ne zaman gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatmış üç maymun görseler anlamışlar ki onlar şeytanı görmüş ve duymuşlardır ama toplumun çıkarları uğruna bunu bir sır olarak saklamışlardır”

...

Şimdi, birlikte düşünelim..

Üç maymunu, sorumsuzca davranıp, kayıtsız kalmanın bir sembolü gibi mi algılıyorsunuz, yoksa kalbinizi terbiye edip, edepli davranmak için mi kullanıyorsunuz?

Buna siz karar verin...

İyi haftalar dilerim...
Atiye BIÇAK.




You Might Also Like

0 yorum: